Emekle Kazanılan Güç

Hayat bazen seni, hiç beklemediğin yollara sürükler.
Bir Fiat Fiorino’nun direksiyonunda geçen iki yıl…
Kimi zaman Getir’de bir market siparişi, kimi zaman Hepsijet’te bir kargo paketi…
Sabah erken saatlerde başlayan mesailer, yorgunluk, trafik, soğuk hava, geciken ödemeler…

Ama tüm bunların ötesinde, kendi emeğinle kazanmanın değerini öğrenmek vardı.
Her zorluğun ardından gelen direnç, her yaşanmışlıkla kazanılan bir içgörü…
Bazen düşündüm: “Acaba gerek var mıydı bu kadar zorlanmaya?”
Ama sonra anladım ki, her zorun içinde gizli bir ders, her yorgunlukta gizli bir güç saklı.

Hayatın bana öğrettiği şey şu oldu:
Önemli olan başına ne geldiği değil, onun sana ne öğrettiği.

Pişman değilim.
Evet, belki yeniden yaşamak istemem.
Ama o günleri yaşamamış olsaydım, bugün olduğum kişi de olamazdım.
Ve biliyorum ki her insanın bir “keşke”si vardır…
Benimkiler bana yol gösteren fener gibi.

Ve unutmam ki, o zamanlar bir çok arkadaşım ve kardeşim de bana elinden geldiğince yardımcı oldu.
O desteği, o dayanışmayı görmek; yükü biraz hafifletti, yüreği biraz rahatlattı.
Bu yüzden bu hikâye sadece benim değil, yanımda olan herkesin emeğiyle yazıldı.

Belki tekrar o zamanlara dönerim…
Ama bu kez daha güçlü, daha hazır ve daha bilinçli.